Sperm nakli nedir ?
Aslında sperm donasyonu ile tüp bebek tedavisi normal tüp bebek tedavisine çok benzerlik gösterir. Standart bir tüp bebek tedavisinden tek farkı kadın hastanın yumurtlarının, varsa partnerinin spermi ile değil, hastalarımızın seçmiş olduğu bir sperm örneği ile döllenmesidir. Sperm bağışlı tüp bebek tedavisi, toplumlar tarafından hala bazen kabul görmese de, hem tedavinin gerekliliği sebebi ile, hem de profesyonel merkezler sayesinde, bu tedaviye ihtiyaç duyan hastalara uygulanmaktadır. Merkezimizde tam gizlilik esası ile çalışılması ve tüm hasta kayıtlarının hasta ve varsa eşi haricinde hiçbir üçüncü kişi ile paylaşılmaması sebebi ile merkezimizde bağış tedavisi alan hastalarımızı sıklıkla ağırlamaktayız. Tüm tedavilerimizde olduğu gibi sperm bağışlı tüp bebek tedavisinde de ana amacımız ailemizin yüzünü güldürmek ve ailemizi bir bebekle taçlandırmaktır.
Sperm bağışı ile tüp bebek tedavisi nerede yapılır ?
Sperm bağışı kime uygulanır ?
Sperm bağışı tedavisi, sadece gerçekten ihtiyaç dahilindeki hastalara uygulanmaktadır. Sperm bağışı almanın bir zorunluluk olduğu durumlar aşağıda özetlenmiştir:
- Erkek hastadan hiçbir şekilde dölleme kapasitesinde sperm elde edilememesi
- Erkek hastanın genetik olarak çocuklarına aktarabileceği bir hastalığının olması
- Erkek hastanın partnerine ve çocuklarına aktarabileceği HIV, HCV gibi ciddi bir hastalığının olması
- Önceki tedavilerde erkek hastanın sperminde tekrarlayan dölleme başarısızlığı
- Erkek partner olmaması
Sperm donasyonu nasıl yapılır ?
Tedavi programı ve süreci ve kullanılacak tüp bebek ilaçları gibi önemli detaylar tedavi başlamadan önce belirlenir. Her hastanın klinik bilgileri bir diğerinden farklı olacağından sperm donasyonu tedavi aşamaları da hastalar arasında farklılıklar gösterir. Bunun amacı, her hastaya kendisi için en yüksek başarıyı getirecek tedavinin hazırlanmasıdır. Kısırlık araştırmasının temel tetkikleri bu nedenle tedaviden önce tamamlanması istenen tetkiklerdir. Bazı durumların tedaviden önce bilinmesi önlem alınabilir durumlarda önlem alabilmemizi sağlar ve başarı da aslında bu küçük detaylarda gizlidir. Sperm bağışı ile tüp bebek tedavisi aşamalarını aşağıda detaylı bulabilirsiniz.
Yumurta olgunlaştırma dönemi: Çiftimizin hangi dönemde tedaviye başlayacağını belirleyen ana belirteç kadın hastanın adet düzenidir. Hastalarımıza uzun ya da kısa protokol tedavi uygulanabilir. Kısa protokol tedavi hastanın adeti ile birlikte başlarken, uzun protokol tedavi planlanan adetten önceki adetin 21. gününde başlar. Her iki tedavi grubunda da hasta adeti ile birlikte yumurtalıkları uyarıcı iğneleri belirtilen dozda kullanmaya başlar ve önceden belirlenmiş aralıklar ile ultrasona girerek yumurta gelişimi takip edilir. Hastaların kullandıkları iğnelerin bazıları cilt altına uygulanır ve hastalar bu iğneleri kolaylıkla kendileri uygulayabilirler. Tercih edilen bölgeler genellikle göbek etrafı ve koldur. Bazı iğneler ise kalçadan yapılır ve bu iğnelerin uygulaması bir sağlık personeli tarafından yapılmalıdır. Tedavide kullanılan yumurta geliştirici ve gelişimi kontrol edici iğnelerin yanı sıra, vitamin desteği, hormon desteği, antibiyotikler, kan sulandırıcı ilaçlar ve bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar hap, iğne, vajinal jel ya da fitil formatında tedaviye eklenebilir. Yine tüm ilaçlar tüm hastalar için faydalı olmayacağından, sadece tıbben gerekli ilaçların kullanımı başarıyı arttırmaktadır. Sperm donasyonu başarı oranlarını belirleyen en önemli unsurlardan birisi de kadın hastanın iyi sayı ve kalitede yumurta geliştirmesinin sağlanmasıdır.
Yumurta gelişimi ultrasonla takip edilirken, ilaçlarda gerekli olan doz ayarlamaları veya ilaç ekleme çıkartmaları ihtiyaca göre ayarlanmalıdır. Doktorumuz, siz bu muayenelerinizi bulunduğunuz yerde yaptırsanız dahi, sonuçları değerlendirmekte ve gerekli düzenlemeyi yapmaktadır. Ultrasonlarda folikül yani içerisinde yumurta bulunan kistçiklerin büyümeleri takip edilirken bir yandan da endometrium yani rahim iç duvar kalınlığı takip edilir. Bu alan, embriyo transferi sonrasında bebeğin yapışacağı alan olduğu için doğru beslenip olgunlaşması önemlidir.
Yumurta geliştirme tedavisi sonrasında, yumurtaların olgunlaşmasını takiben çatlatma iğnesi günü ve saati belli olur. HCG benzeri bir ilaç olan bu iğne, mevcut yumurtaların toplanabilir hale gelmesini sağlar. Bu iğnenin yapılmasından 34-36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılması gerekeceğinden, iğnenin doğru zamanda yapılması çok önemlidir. Erken toplanan yumurtalar olgunlaşmamış olurken, toplanmakta geç kalındığında ise yumurtalar tamamen çatlayacağı için toplanması artık mümkün olmaz. Hastalarımız ile birebir iletişimde olduğumuz için, tüm detaylar hastalara anlatılmakta, ihtiyaç olacak tüm bilgiler paylaşılmaktadır.
Yumurtaların toplanması: Yumurta toplanması işlemi sedoanaljezi altında ( hafif bir çeşit anestezi ) yapılır. Bu şekilde hasta derin bir anestezi almamış olduğu halde uykuda olur ve ağrı da duymaz. Yumurta toplama süresi ortalama 10-20 dakikadır ve hastanın yumurta sayısına, yumurtalıkların konumuna ve durumuna, ve kısırlık doktorunun uzmanlığına bağlıdır. Hasta anestezi altında iken genital bölge seril bir sıvı ile temizlenir, steril özel bir yumurta toplama iğnesi sayesinde karın içerisindeki yumurtalıklardan yumurtaların içerisinde bulunduğu tüm olgun foliküller ultrason eşliğinde teker teker çekilir. Yumurtalar bekletilmeden embriyoloji laboratuarına verilir. Yumurta toplama işlemi sonrasında hasat uyandırılmadan önce doktorumuz rahim ağzından geçişin kolay olup olmadığını özel bir kateter vasıtası ile değerlendirilir. Buradan geçişin darlığına göre, embriyo transferinde hangi kateterin kullanılacağı planlanır, bu şekilde transfer gününe hazırlıklı olunabilir.
Yumurtaların döllenmesi prosedürü: Yumurtalar toplandıktan sonra bir süre dinlendirilir ve sonrasında etraflarındaki gereksiz dokulardan temizlenir, bu şekilde hem döllenebilir olup olmadıkları görülebilir, hem de dölleme işlemine hazırlanılır. Yumurtalar dört sınıfa ayrılır. M2 olarak isimlendirilen yumurtalar döllenmeye hazır olan yumurtalardır ve esas önemli olan bu yumurtalardır. M1 olarak isimlendirilen yumurtalar henüz dölleme yeteneği kazanmamış yumurtalardır. Bu yumurtalar beklendiğinde bazen M2 seviyesine gelişebildiği için yeterince bekledikten sonra M2 olanlar da döllenebilir gruba katılabilir. GV olarak isimlendirilen yumurtalar germinal vezikülün kısaltılmış hali olup döllenmeye uygun olmayan ve olgun hale gelmemiş yumurtalardır, bu yumurtalar kullanılamaz. Anomali veya postmatür olarak isimlendirilen yumurtalar ise adından anlaşılacağı üzere normal olmayan veya çok beklemiş eski yumurtalardır ve sağlıksızdırlar.
Yumurtalar hazırlanırken, bir yandan da hastalarımızın önceden seçmiş olduğu sperm örneği, tanktaki yerinden çıkartılır ve işleme hazırlanır. Hazırlanmış yumurtalar ICSI işlemi ile döllenir yani sperm örneği içerisinden hareket ve yapı bakımından en iyi spermler seçilerek, yumurta başına bir sperm olacak şekilde yumurta içerisine özel bir sistemle enjekte edilir. ICSI işleminde sperm yumurta içerisine girmek için bir enerji sarf etmeyeceği ve en iyi spermler kullanılacağı için döllenme başarısı oldukça yüksektir. Merkezimizde sperm donasyonu ile tüp bebek tedavisinde ICSI işlemi rutinde uygulanmaktadır.
Embriyo gelişim takibi ( Embriyo kültürü ): Dölleme işlemi sonrasında embriyolar günlük kontrolle takip edilir ve gelişime hızına göre özel bir sistem ile puanlanır. İlk gün kontrolünde 2 PN embriyo görüntüsü döllenmenin doğru bir şekilde gerçekleştiğini gösterir. 3 PN, 1 PN döllenmenin sağlıklısız olduğunu gösterirken bazı embriyoların hiç oluşmadığı yani döllenmenin gerçekleşmediği izlenebilir. Döllenmeyen yumurtalar genellikle sağlıksız olanlardır. Döllenme başarısı, yumurtanı kalitesine ve laboratuar koşullarına bağlıdır. Spermler sertifikalı ve birçok testten geçmiş olduğu için sperm kalitesi birinci sınıftır ve döllenmeyi bozması olası değildir. Embriyoları özel şartlarda ve sıvılarda besleyen embriyolog ortamı düzenli olarak kontrol eder ve gerekli ayarlamaları yapar. Günlük olarak de gelişmeleri hem hastalar ile hem de doktorumuzla paylaşır. Embriyoların takip edildiği bu dönemde kadın hastamıza rahim iç duvarını olgunlaştırıcı hormon ilaçları eklenir.
Embriyo transferi: Embriyolar transfere uygun hale geldikten sonra transfer gerçekleştirilir. Rahim ağzında veya rahmin şekline ait herhangi bir sorun izlenmedi ise, embriyo transferi ağrısız bir süreçtir. Bu işlem kadın hastalarımız için oldukça duygusal bir an olduğu için, motivasyon bakımından bu safhada hastalarımızı bir sebep yoksa uyutmayı tercih etmiyoruz.
Kısırlık uzmanı doktorumuz özel bir katetere yerleştirilmiş embriyo veya embriyoları rahim ağzından geçerek, ultrason eşliğinde rahim içerisinde en uygun yere nakleder. Transfer embriyo gelişiminde 1 ila 6. günlerde transfer edilebilse de pratikte en sık 3. veya 5. gün transferleri uygulanmaktadır. 5. gün embriyosunun gebelik şansı 3. gün embriyosundan az bir miktar daha yüksek olsa da, embriyolar dış ortamda gün geçirdikçe dayanma gücü azalmakta ve sağlıklı olduğu halde bazı embriyolar kaybedilmektedir. Bu sebeple, transfer gününün belirlenmesinde ana belirteç embriyoların durumudur ve hasta, doktor ve embriyologun birlikte görüşmesi ile karar alınır.
Embriyo transferinde kaç embriyo transfer edileceği de bir başka karar verilmesi gereken durumdur. Hastalara, tıbbi olarak 1 ila 3 embriyo transferi uygulanması doğru olacaktır. Bazı ülkelerde transfer sayısı 1 veya 2 olarak kısıtlanmıştır. Kıbrıs’taki yasalara göre uygun hastalarda bu limit 3 olarak belirlenmiştir. Hastalara kaç adet embriyonun transfer edileceği embriyoların gelişim hızı ve sayısı, kadın hastanın klinik durumu, rahmin durumu ve hastanın düşüncesine bağlıdır. Çoklu transferlerde gebelik şansı artarken, çoğul gebelik ( özellikle ikiz gebelik ) riski artmaktadır, bu sebeple her aşamada olduğu gibi, bu aşamada da tüm değişkenler birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir.
Embriyo transferi günü, normal tüp bebek tedavimizde uygulanan tüm ekstra başarı arttırıcı önlemler sperm nakli alan hastalarımızın embriyolarına da uygulanır. Transferi kararlaştırılan embriyolar embriyo yapıştırıcısı olarak tariflenen embriyo glue sıvısı içerisinde dinlendirilir. Transferden hemen önce de özel bir ışın vasıtası ile asiste hatching işlemi ek ücret alınmadan tüm transfer edilecek ve uygun embriyolara uygulanır. Bu işlemde embriyonun içerisinde bulunduğu zarın bir kenarı inceltilerek transfer sonrasında rahim iç duvarına daha kolay tutunma şansı sağlanmış olur.
Hastalarımızın artan iyi durumda embriyoları olursa, kendileri ile görüşülerek embriyoları adlarına saklanabilir. Bu ek uygulama, gebelik elde edilmesi durumunda ikinci çocuk için yumurta geliştirme tedavisi ile uğraşmadan üstelik de tam olarak biyolojik kardeş olacak olan embriyoları transfer etme şansı sağlar. Eğer gebelik elde edilemezse de ikinci bir deneme çok daha uygun bir şekilde yapılabilir.
Sperm donasyonu tedavisi kaç gün sürer ?
Sperm nakli tedavisi, normal tüp bebek tedavisi ile aynı sürede tamamlanmakta olup, kullanılan tedavi programı şemasına göre 17-21 gün veya 24-28 gün arasında sürer. Bu sürenin büyük bir kısmı sadece ilaçların kullanıldığı ve ultrasın takiplerinin yapıldığı dönemdir ve Kıbrıs’ta yaşamayan hastalarımız bu dönemi rahatlıkla bulundukları yerde geçirebilirler. Doktorumuz ultrason günlerini belirler, ve tüm ultrason sonuçlarını değerlendirerek tedaviyi yönetir. Yumurtalar olgun hale geldikten sonra hastalarımız Kıbrıs’a gelir ve yumurta toplama dahil tüm işlemler Kıbrıs’taki merkezimizde doktorumuz tarafından yapılır. Bu şekilde, hastalarımızın Kıbrıs’ta kalmaları gereken süre, embriyo transfer gününe bağlı olarak 7 ila 9 gün arasındadır. Erkek hastanın sperm örneği kullanılmayacak olsa da, varsa erkek partnerin kadın hastanın yanında bulunması, kadın hastamızın motivasyonunu arttırmakta, stresi azalmakta ve gebelik başarısı yükselmektedir. Ayrıca yasal partnerlerde, eş onayı yasal olarak da önemlidir. Bu nedenle, varsa erkek partnerlerin kadın hastamızın yanında olmasını öneriyoruz.
Sertifikalı sperm nedir ?
Kıbrıs’taki yasalar gereği, merkezimize bireysel sperm bağışı alınmamakta, sadece ithal sertifikalı spermler kullanılmaktadır. Bu şekilde, hastalar için tam bir güvenli sağlanmış olur. Dünyada birkaç ülkede geniş bir yelpazede sperm bankaları mevcuttur. Yani sperm bankası birçok ülkede vardır ancak hepsi aynı seviyede güvenli değildir. Güvenlikte dikkat edilmesi gereken ana belirteçler, bankanın bilgi güvenliğini tam sağlaması, sperm örneklerinin merkezimize sıvı azot tankı ile tam güvenlik çerçevesinde gelmesi ve tüm yazılı dataların en az 50 yıl saklanıyor olmasıdır. Biz merkezimizde kullanmak üzere Danimarka’nın en büyük sperm bankası olan Cryos ile çalışmaktayız.
Merkeze kabul edilen bağışçılar çok detaylı bir genel taramadan geçtikten sonra, genetik olarak değerlendirilmekte, enfeksiyon ve kan grubu taramaları yapılmakta, bölgemizde sık görülen tüm genetik hastalıklar için taranmaktadır. Detaylı bir psikolojik testte de geçen ve aile analizi yapılan bağışçıdan örnek alınır, özel bir kodlama sistemi ile kaydedilir ve dondurulur. 6 ay sonra bağışı yapmış olan kişi tekrar çağırılarak enfeksiyon analizleri tekrarlanır. Sonuçların tekrarı yine negatif olarak tespit edilirse ilk örnek kullanılabilir. Bu nedenle, bir sperm örneğinin sertifikalanması hem oldukça zahmetli, hem de detaylı bir çalışma gerektirmektedir.
Kayıt altına alınan bağışçının tüm genel özellikleri merkezde kaydedilir. Kıbrıs’taki ilgili yasa çerçevesinde bağışçının kimlik bilgileri ve kimliğini ortaya çıkartabilecek bilgiler ve resimler paylaşılamaz. Bağışçının anonim tüm bilgileri hastalarımız ile paylaşılabilmektedir. Bu özellikler, bağışçının boy, kilo, saç rengi, göz rengi, ten rengi ve tonu, eğitim durumu, mesleği, yaş, kan grubu, ırkı ve ülkesi gibi detaylardır.
Sperm bağışında, bağışı yapan kişiye, alıcı aile hakkında hiçbir bilgi verilmemektedir. Yasamız gereği, bağışçının, aile hakkında hiçbir bilgiyi öğrenme hakkı bulunmamaktadır.
Sperm seçimi nasıl yapılır ?
Sperm donasyonu bir bağış gerektirdiğinden oldukça hassas bir süreçtir. Sperm seçimi süreci bu nedenle, titizlikle ele alınması gereken bir durumdur. Merkezimizde sperm seçim sürecinde hastalarımız, konuya hakim embriyolog ile direkt görüşerek seçimlerini mevcut seçenekler arasından yapmaktadırlar. Her özellikte birçok sperm numunemiz bulunduğundan, çiftimiz için en uygun örneğin seçimi, bağışçıların detayları karşılaştırılarak yapılmaktadır.
Embriyologun bağışçıya ait paylaşabileceği tüm datalar anonim yani kimlik özelliklerini ortaya çıkartmayacak detaylardır. Bağışçının fiziksel özellikleri, eğitim durumu ve mesleği, kan grubu, yaş ve ırksal özellikleri rahatlıkla paylaşılabilmektedir. Bağışçının resim veya kimlik bilgileri Kıbrıs’taki yasalar gereği paylaşılamaz. Bağışçı ise hastalara ait hiçbir özelliği bilme hakkına sahip değildir. Bu şekilde hem bağışçı, hem aile, hem de çocuk korunmuş olur.
Sperm donasyonunda bebek kime benzer ?
Sperm bağışı ile tüp bebek tedavisinde kadın hastanın yumurtaları kullanıldığından çocuk anneye benzer. Bağışçı sperm de kullanıldığı için, sperm DNA’sı aktarıldığından dolayı çocuk bağışçının fiziksel özelliklerini de alabilecektir. Bu nedenle, sperm seçiminde erkek hasta ile uyumlu fiziksel özelliklere sahip numunelerin seçilmesi durumunda, bebek genetik olarak bağışçıya ait genetiği taşısa da, babanın fiziksel özelliklerine benzerlik gösterecektir.
Sperm nakli ile tüp bebek tedavisi sonrasında bilinmesi gerekenler
Tüm tüp bebek tedavilerinde olduğu gibi, sperm bağışlı tüp bebek tedavisinde de bazı önlemler hastaların gebelik şansını yükseltmektedir. Bu sebeple, hastalarımıza sadece tedavi sürecinde değil, sonrasında da destek vermeye devam etmekteyiz.
Sperm bağışlı tedavilerde sperm faktörü ekarte edilmiş olduğu için başarıyı etkileyen ana unsurlar, kadın hastanın yumurta kalitesi ve sayısı, transfer edilen embriyoların kalitesi ve sayısı, kadın hastanın rahim durumu, çiftteki stres faktörü, ilaçların doğru kullanılıp kullanılmadığı ve doktor ile laboratuarın teknik başarısıdır. Embriyo transferi sonrasında hastaların sakin kalmaları bu nedenle, gebelik başarısını arttıracak bir unsurdur.
Embriyo transferi gününde 1-2 saatlik istirahat sonrasında günün sakin geçirilmesi önerilse de, sonraki günlerde yatarak gün saymanın, stresi arttırarak başarıyı azalttığı bilinmektedir. Bu nedenle, biz hastalarımızın sonraki günlerde gebe bir kadın kadar hareketli olmalarını öneriyoruz.
Tüm tüp bebek tedavileri sonrasında ada çayı, yeşil çay gibi rahmi kasabilecek özelliğe sahip çayların tüketilmesini önermiyoruz. Ayrıca kafein de düşük ile ilişkili olarak gösterildiği için, kahve ve kola tüketimini de önermemekteyiz. Bunun haricinde karında şişkinlik ve gaz yapacak gıdalardan uzak durmak da hastamızın konforunu arttıracaktır.
Hastamızın gebe kalıp kalmadığı, transferden 12 gün sonra kanda yapılacak gebelik testi olan B-Hcg testi ile anlaşılır. Önerilen günden önce de testteki pozitiflik görülebilir ancak hastanın çatlatma iğnesi de testin erken dönemde pozitifleşmesine neden olacağı için, testi erken yapmak yanlış sonuçlar doğurabilmektedir. Hasta önerilen günde testini yaptırmalı ve sonucu mutlaka danışmanı ve dolayısı ile doktoru ile paylaşmalıdır. Doktorumuz sonucun seviyesini güne göre değerlendirerek gebeliğin varlığı ve durumu hakkında bilgi verecektir. Hastamızın test sonucu pozitif ise gebeliğin olduğu belirlenmiş olur ve hastamızdan iki gün sonra testi tekrarlaması önerilir. İki gün sonraki testte birinciye göre artışın ne oranda olduğu değerlendirilerek gebeliğin seyri hakkında bilgi edinilir ve ultrason günü belirlenir. Test sonucu pozitif çıkan hastamız mevcut kullanmakta olduğu ilaçlara aynen önerildiği şekilde devam etmeli, hiçbir ilacı habersiz kesmemelidir. Doktorumuz ilaçlarla ilgili düzenlemeyi zamanı geldikçe önerecektir.
Tüm tüp bebek tedavilerinde olduğu gibi bu tedavide de test sonucunun pozitif olma olasılığı olduğu gibi negatif sonuç da alınabilir. Negatif sonuç durumunda bazen testin tekrarı istenebilir. Sonucu kesinleşmiş hastaların kullandıkları ilaçlarını bırakmaları önerilir. Gebelik elde edememiş hastalarda dosyaların detaylı araştırılması ve mevcut duruma yönelik yapılabilecek araştırmalar ve alınabilecek önlemlerin belirlenmesi, sonraki bir denemede gebelik şansını arttırabilir.
Kıbrıs’ta sperm donasyonu yasal mıdır ?
Kıbrıs’ta sperm bağışı ile tüp bebek tedavisi tamamen yasal bir süreç olup, yasalarla korunmaya alınmıştır. Erkek partner var ise, nikah şartı aranmadan hastalarımızın dosyasına kayıt alınmakta ve sperm bağışlı tedavi yapılmaktadır. Erkek partner yokluğunda ise, sadece kadın hastanın bilgileri ile dosya açılmakta ve tedavi tamamen yasal süreçte tamamlanabilmektedir. Sperm bağışında, bağış spermin sertifikalı olarak yurt dışından ithal olması ve belirlenmiş, genetik, enfeksiyon, kan grubu, psikolojik taramalardan geçmiş olması gerekmektedir. Merkezimize almakta olduğumuz tüm numuneler, Sağlık Bakanlığı kontrol ve yazılı onayından geçtikten sonra ülkeye giriş yapmakta ve kullanılmaktadır.
Sperm bağışlı tüp bebek tedavisi, tam bir hasta gizliliği ile yapılmakta ve hastalara ait hiçbir kimlik bilgisi ve tedavi detayı üçüncü kişiler ile paylaşılmamaktadır. Bu şekilde konuya hassas davranılmasının sebebi, hastalarımızın çoğunluğunun bu tedavi detaylarını ailelerine ve belki ileride çocuklarına söylemeyecek olma olasılığıdır.
Sperm donasyonu tedavisi ücreti ne kadardır?
Yasa gereği web sitemiz üzerinden sperm bağışlı tüp bebek fiyat bilgisi paylaşamıyoruz. Detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.